Soma’da sürek avı yapıldı Yaban domuzlarına karşı önlem

Soma’da Zirai Amaçlı Sürek Avı Düzenlendi

Manisa’nın Soma ilçesine bağlı Akçaavlu Mahallesi'nde, tarım arazilerine zarar veren yaban domuzlarının popülasyonunu kontrol altına almak amacıyla 26-27 Temmuz 2025 tarihlerinde sürek avı gerçekleştirildi. Av organizasyonu, Soma İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinasyonunda, ilgili mevzuatlar ve Merkez Av Komisyonu kararları doğrultusunda yürütüldü.

Yaban domuzlarının bölgede tarımsal üretime verdiği zararın giderek artması nedeniyle yapılan av çalışmasında 22 lisanslı avcı görev aldı. Sürek avı boyunca gerekli güvenlik tedbirleri alındı ve av faaliyetleri kontrollü şekilde gerçekleştirildi.

Amaç: Tarımsal Faaliyetleri Koruma Altına Almak

Soma İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri tarafından yapılan açıklamada, sürek avının temel hedefinin yaban domuzu popülasyonunun azaltılması, ürün kayıplarının önlenmesi ve çiftçilerin üretim güvenliğinin sağlanması olduğu ifade edildi.

Yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Son yıllarda yaban domuzu sayısında gözlenen artış, Akçaavlu Mahallesi ve çevresindeki tarım arazilerinde ciddi zararlara yol açmaktadır. Bu nedenle, ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde sürek avı düzenlenmiştir. Avcılık faaliyeti belirlenen alanda, kontrollü şekilde ve güvenlik önlemleri gözetilerek yapılmıştır.”

Sürek Avı Nedir?

Sürek avı, belli bir alandaki yaban hayvanlarının popülasyonunu kontrol altına almak amacıyla yapılan, düzenli ve izinli bir av türüdür. Genellikle geniş katılımlı olur ve avcılar, hayvanları belirli bir alana sürerek avlamayı hedefler. Sürek avları, Merkez Av Komisyonu (MAK) kararları doğrultusunda, valilik veya il/ilçe tarım müdürlüklerinin izniyle düzenlenebilir.

Türkiye’de yaban domuzu, tarlalara verdiği zarar nedeniyle bazı bölgelerde kontrollü av kapsamına alınmıştır. Ancak bu tür avlar yalnızca belirli tarihlerde ve belirli bölgelerde yapılabilmektedir.

Yaban Domuzları Tarımsal Üretimi Tehdit Ediyor

Soma ilçesinde özellikle son yıllarda yaban domuzu popülasyonunun artmasıyla birlikte, mısır, üzüm, buğday ve sebze üretim alanlarında ciddi zararlar meydana gelmiştir. Domuzların tarım arazilerine girmesiyle birlikte ürün kayıplarının %30’a kadar ulaştığı, bazı mahallelerde ise çiftçilerin ekim yapmaktan vazgeçtiği bilgileri paylaşılmıştır.

Üreticiler, gece saatlerinde domuz sürülerinin tarlalara girerek ürünlere zarar verdiğini ve fiziki engellerin bu hayvanlara karşı yetersiz kaldığını dile getirmiştir. Bu durum hem ekonomik kayıplara hem de çiftçilerin motivasyon kaybına yol açmaktadır.

Av Organizasyonunda Çok Sayıda Kurum İş Birliği Yaptı

Akçaavlu Mahallesi’nde düzenlenen sürek avı çalışmasına, Soma İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü öncülüğünde Soma Avcılar Derneği, mahalli idare birimleri, muhtarlık ve gönüllü üreticiler destek verdi.

Av sırasında emniyet birimleri tarafından gerekli güvenlik tedbirleri alınarak hem avcıların hem de çevredeki vatandaşların can güvenliği sağlandı. Sürek avının sadece hedeflenen alanla sınırlı tutulduğu ve bölgedeki doğal dengeye zarar verilmemesi için azami hassasiyet gösterildiği vurgulandı.

Katılım ve Denetim Bilgileri

Sürek avına katılan 22 avcının tamamının avcılık belgesine sahip, kayıtlı ve denetimli avcılar olduğu bildirildi. Av faaliyeti öncesinde bilgilendirme toplantısı yapılarak, av sırasında dikkat edilmesi gereken kurallar aktarıldı.

Avlanan yaban domuzlarının kayıt altına alındığı, sayı ve fiziki duruma ilişkin bilgilerin İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından raporlandığı ifade edildi. Raporlar doğrultusunda, bölgedeki yaban domuzu yoğunluğunun belirli bir düzeye çekilmesi planlanıyor.

Tarım Müdürlüğünden Açıklama: “Etkinlik Amacına Ulaştı”

Soma İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yapılan resmi açıklamada, sürek avının istenilen sonuçları verdiği ve bölgedeki popülasyonun kontrol altına alınmasında önemli bir adım atıldığı bildirildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Akçaavlu Mahallesi’nde 26-27 Temmuz tarihlerinde düzenlenen sürek avı başarılı şekilde gerçekleştirilmiştir. Organizasyona katkı sağlayan tüm personele, avcılara, Soma Avcılar Derneği'ne, mahalle muhtarımıza ve üreticilerimize teşekkür ederiz.”

Müdürlük, önümüzdeki süreçte bölgedeki yaban hayvanı hareketliliğini izlemeye devam edeceğini, gerektiğinde yeni tedbirlerin alınabileceğini de belirtti.

Yaban Hayatı ve Avcılık Dengesi

Uzmanlar, sürek avı gibi organizasyonların yalnızca zorunlu hallerde ve bilimsel veriler ışığında yapılması gerektiğini vurguluyor. Popülasyonun tamamen yok edilmesinin, ekosistem dengesine zarar vereceği ve bu türlerin doğal yaşamın bir parçası olduğu hatırlatılıyor.

Soma İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, yaban hayatı yönetiminde denge politikası izlemeye özen gösterdiklerini, amaçlarının hayvanları yok etmek değil, zararları kontrol altına almak olduğunu vurgulamaktadır.

Yaban Domuzlarına Karşı Diğer Önlemler

Sadece av faaliyetleriyle değil, aynı zamanda çit sistemleri, ışıklı ve sesli caydırıcı cihazlar, koku bariyerleri gibi alternatif yöntemlerle de yaban domuzlarına karşı koruma sağlanmaya çalışılmaktadır. Ancak bu sistemler maliyetli olduğundan, üreticiler bazen sürek avı gibi daha hızlı sonuç veren yöntemlere yönelmektedir.

Tarım Bakanlığı, Türkiye genelinde benzer sorunların yaşandığı bölgelerde kontrollü sürek avlarına izin verirken, aynı zamanda biyolojik çeşitliliğin korunmasına da önem verildiğini belirtmektedir.

Üreticiler Sürek Avından Memnun

Akçaavlu Mahallesi’nde tarımla uğraşan bazı üreticiler, sürek avının ardından tarlalarda yaban domuzu baskısının azaldığını ifade etti. Geçmiş sezonlarda gece nöbetleriyle domuz sürülerine karşı tedbir almaya çalıştıklarını belirten çiftçiler, bu yıl daha az zarar beklediklerini dile getirdi.

Bir üretici şu ifadeleri kullandı:

“Her yıl ürünlerimizin neredeyse üçte biri tarlada eziliyor ya da yeniyordu. Bu yıl erken önlem alınması bizler için önemli. Avcılara ve yetkililere teşekkür ederiz.”

Soma İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün açıklamasına göre, sürek avı sonrası bölgedeki yaban domuzu yoğunluğunun tekrar değerlendirileceği, gerekiyorsa yıl sonuna kadar başka bölgelerde de benzer uygulamalara başvurulabileceği bildirildi.

Bakanlıkça yapılan değerlendirmelere göre, bu tür faaliyetlerin önleyici tarımsal mücadele stratejileri kapsamında yer aldığı ve üreticilerin ürün kayıplarını azaltmak adına desteklendiği belirtiliyor.