Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye ve Mısır ziyaretleri sonrasında El-Alameyn kentinde Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ile bir araya gelerek ortak basın toplantısı düzenledi. Bu toplantıda, Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilerin gelişim sürecine ilişkin önemli bilgiler paylaşıldı. Fidan, iki ülke arasındaki iş birliğinin daha da güçlendiğini ve bölgedeki sorunlara dair stratejik perspektiflerin yaklaştığını ifade etti. Ayrıca, ortak sorunlara yönelik çözüm arayışlarının ilerleme kaydettiğine dikkat çekti.
İsrail’in Ateşkes Çabalarını Sabote Ettiği Vurgulandı
Fidan, düzenlenen basın toplantısında Mısır’ın ateşkes konusundaki arabuluculuk çabalarına rağmen, İsrail’in bu görüşmeleri sabote ettiğini belirtti. Gazze’deki insani durumun ve devam eden krizlerin önemi üzerine temas eden Fidan, Türkiye ve Mısır’ın Gazze halkının yanında olduğunu vurguladı. Bu bağlamda, iki ülkenin uluslararası alanda ortak çabalarını ve görüş birliğini sürdürme niyetinde olduklarını söyledi. Hareket halindeki bu kriz, her iki ülkenin de bölgedeki rolünü ve sorumluluğunu artırmaktadır.
Türkiye-Mısır Ticaret Hacmi 9 Milyar Dolara Ulaştı
Bakan Fidan, 2024 yılında Türkiye ile Mısır arasındaki ticaret hacminin 9 milyar dolara ulaştığını açıkladı. Bu gelişme, iki ülkenin ekonomik ilişkilerinde önemli bir ilerleme kaydedildiğini gösteriyor. Fidan, bu ticaret hacmini artırmak için kurumsal yapı üzerinde çalışmaların devam ettiğini de sözlerine ekledi. Türkiye-Mısır ilişkilerinin sadece siyasal değil, ekonomik alanlarda da güçlenmesi, iki ülke açısından stratejik bir anlam taşımakta. Bu yöndeki ilerlemeler, bölgedeki ticari ve diplomatik ilişkilerine de olumlu yansımaktadır.
Fidan, Filistin’i tanıyan ülkelerin sayısındaki artışın uluslararası alanda büyük bir farkındalık oluşturduğunu belirtti. İsrail’in Gazze’yi Filistinsizleştirme çabalarının yalnızca Filistin ve Arap dünyası için değil, aynı zamanda tüm ezilen halklar için önemli bir mesele haline geldiğini vurguladı.
Filistin ve Bölgesel Barışa Vurgu
Fidan, Filistin’in uluslararası toplumda daha fazla tanınmasının önemini vurgulayarak, bu durumun yarattığı etkiyi değerlendirdi. Birçok ülkenin Filistin’i tanımasının, duruma ilişkin farkındalığı artırdığını sözlerine ekledi. Gazze’deki yaşananların ardında yatan sebeplerin oldukça derin olduğunu ifade eden Fidan, bu durumun adalet arayışında olan birçok insan için bir simge haline geldiğini bildirdi. İsrail’in Filistin topraklarını sahipsiz hale getirmek üzere sistematik yaklaşımlar sergilediğini anlatan Fidan, bu sürecin bölgedeki barışa büyük bir darbe vurduğunu da dile getirdi. Özellikle uluslararası desteklerin artırılmasıyla birlikte bu durumun daha fazla görünür hale geldiğini belirtti.
İsrail’in Yayılmacı Politikalarına Karşı İşbirliği
Türkiye ve Mısır’ın, bölgedeki barışın ve istikrarın tesis edilmesinde ciddi roller üstlenmeye devam ettiği vurgulandı. Fidan, her iki ülkenin İsrail’in komşu ülkelere yönelik işgalci tavırlarını engellemek amacıyla birlikte hareket edeceklerini açıkladı. Bu bağlamda, stratejik işbirliklerinin artırılması gerektiğini belirten Fidan, bölgedeki sorunların çatışma yerine diyalog yoluyla çözülmesinin önemini ön plana çıkardı. Toplantılarda yapılan sohbetlerin, bölgedeki gerginliğin azaltılmasına katkı sağlayacağını söyleyen Fidan, sürdürülebilir bir barışın sağlanabilmesi için tüm tarafların sorumluluk alması gerektiğini ifade etti. Bu noktada, Mısır ve Türkiye’nin de konsensüs sağlamak amacıyla sürekli iletişim halinde olduğu belirtildi.
Uluslararası Toplumun Rolü ve Geleceğe Dair Mesajlar
Fidan, İsrail’in yayılmacı stratejilerine karşı uluslararası toplumun alabileceği tedbirler üzerine değerlendirmelerde bulundu. Geçmiş dönemlerdeki yanıltıcı söylemlerin artık geçerliliğini yitirdiğini aktaran Fidan, dünya genelindeki kamuoyunun gerçekleri daha net görmeye başladığını kaydetti. Bu sürecin en önemli yanının, masum sivillerin hayatı pahasına da olsa dünya çapında bir farkındalık oluşturması olduğunu belirtti. Uluslararası toplumun, bu duruma karşı daha aktif bir tutum takınması gerektiğinin altını çizen Fidan, gelecekte barışın sağlanabilmesi için tüm aktörlerin yanında kesin kararlılık göstermesi gerektiğini ifade etti.
