Diyanet İşleri Başkanlığı, bu haftaki cuma hutbesinde Kamu Hakkı'nın önemine vurgu yaptı. Hutbede, Peygamber Efendimiz (S.A.V) tarafından kamu malını ihlal etmenin, Allah yolunda hayatını kaybeden birinin şehit olmasına engel olabilecek bir günah olduğu hatırlatıldı. Hutbede, "Kamu hakkına sahip çıkmak, bir Müslüman için vazgeçilmez bir sorumluluktur" ifadesine yer verildi. Kamu malının, toplumun ortak yararına olduğunu anımsatan hutbe, bu tür mallar üzerinde kişisel tasarrufun yapılamayacağına dikkat çekti. "Bu mallar, sadece mevcut olanların değil, gelecekte doğacakların, makbul hayır işleri yapanların ve ihtiyacı olanların da hakkıdır." şeklinde ifadeler yer aldı.
Kamu Hakkının Önemi
Hutbede kamu hakkı ihlallerinin çeşitli şekillerde ele alınması gerektiği vurgulandı. Özellikle hazine, belediye ve vakıf mallarına yönelik yapılan her türlü haksız hareket, insanı hem dünyada hem de ahirette büyük bir azaba sürükleyen bir günah olarak değerlendirildi. Yüce Allah'ın, "Kim kamu malına ihanet ederse, kıyamet günü, ihanet ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir" buyurduğu hatırlatıldı. Bu bağlamda, kamu imkânlarının amacı dışında kullanımının vebal taşıdığı ifade edildi. Kamu hizmetlerini yerine getirirken adalet ve eşitlik ilkesine uyulması gerektiği, yoksa bunun hem dini hem de ahlaki bir sorumluluk olduğu dile getirildi. Toplumumuzu saran kamu hakkı ihlallerinin, sadece bireysel bir problem değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun olduğuna dikkat çekildi.
Kamu Malına Saygı ve Adalet

Kamu mallarının yönetiminde adaletin sağlanması gerektiği vurgulandı. Hutbede, özellikle hazine, vakıf ve dernek mallarına yönelik müdahale ile kişisel çıkar peşinde koşmanın, "ateşten bir korla karnı doldurmak" olarak tanımlandığı aktarıldı. Kamu hizmetleri sunulurken ayrımcılık yapılmasının, toplumsal barışı zedeleyen bir durum olduğuna işaret edildi. Bir kişinin yerine birden fazla kişinin işe alınmasının kaynak israfı olduğu belirtildi ve bu tür eylemlerin, gençlerin hayallerini çalma niteliği taşıdığı ifade edildi. "Torpidan yararlanmak, rüşvet almak, adam kayırmak gibi durumlar, toplumsal düzene zarar vermenin yanı sıra dinen de büyük bir günah teşkil eder." denildi. Hutbede bu şekilde hareket edenlerin eninde sonunda hesap verecekleri hatırlatılarak, kamu hakkına saygı göstermenin gerekliliğine dikkat çekildi.
Elektrik ve Su Kullanımı Üzerine Dikkat
Bunun yanı sıra, hutbede kaçak elektrik ve su kullanımı gibi konulara da özgü bir şekilde eğilim gösterildiği ifade edildi. Bu durumun, tüm toplumun malına zarar vermek anlamına geldiği, dolayısıyla haram olduğu vurgulandı. Devletin mevcut imkanlarını, tarımsal ve ticari alanlarda kasıtlı bir şekilde kötüye kullanmanın da büyük bir günah olduğu belirtildi. Örneğin, sahte beyanlarla haksız kazanç sağlama girişimlerinin, kamuya ve bireylere karşı bir haksızlık olarak tanımlandığı aktarıldı. Yine, stokçuluk yapmanın veya ürünleri değer kaybına uğratmanın da, toplum adına büyük mağduriyetlere sebep olduğu ifade edildi. Bu tutumların, toplumun genel refahına zarar verdiği öngörülmekte olduğu belirtildi.
Sahte Boşanma ve Sosyal Yardımlar
Cuma hutbesinde ayrıca sahte boşanma durumlarına da dikkat çekildi. "Ailesinden kalan maaşı almak için resmiyette boşanmak ancak gerçekte birlikte yaşamak, kötü durumların başında gelir." ifadesi kullanıldı. Bunun toplumda yarattığı olumsuz etkilere değinilirken, sosyal yardım almak amacıyla haksızlıklar yapmanın, kamu hakkını ihlal etmek anlamına geldiği hatırlatıldı. Naylon fatura kullanarak vergi kaçırmanın ve sahte belgelerle tutarsız beyanlarda bulunmanın, dinen yasaklandığına dair pek çok kaynağa atıfta bulunuldu. Engelli muafiyetinden yararlanarak araç edinmenin ve bunu amacı dışında kullanmanın da büyük bir yanlış olduğunu ortaya kondu. Rüşvet almanın ve vermenin ise hem dini hem de ahlaki açıdan büyük bir tehdit taşıdığı ifade edildi. Hz. Muhammed'in, "Allah’ın laneti, rüşvet verenin de alanın da üzerine olsun." hadisiyle bu tür uygulamaların baskı altına alınması gerektiği hatırlatıldı.