Davanın Başlangıcı ve Soruşturma Süreci
2023 yılında İstanbul’da yapılan ihbar, bazı özel hastanelerde yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde ciddi ihmaller olduğunu ortaya koydu. İhbar, bebeklerin zamanında ve yeterli tedavi almadığını, bazı vakaların ölümle sonuçlandığını öne sürdü. Bunun üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü iş birliğiyle geniş kapsamlı bir araştırmaya dönüştü.
Soruşturma, çetenin beş ana faaliyet alanında hareket ettiğini gösterdi: acil bakım gerektiren bebeklerin belirli hastanelere yönlendirilmesi, SGK faturalandırmalarında usulsüzlük, ihmaller sonucu ölüm, maddi çıkar sağlama ve denetim boşluklarından yararlanma. Özel hastanelerdeki eksik denetim mekanizmalarının çetenin işleyişini kolaylaştırdığı belirlendi.

Yargılama Süreci ve Mahkeme Görüşmeleri
Dava, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. 2024 yılında başlayan yargılama süreci, 2025 itibarıyla 31 duruşmayı kapsıyor. Sanıkların ifadeleri alınmış, tanıklar dinlenmiş ve bilirkişi raporları mahkemeye sunulmuştur. Bazı tutuklu sanıklar tahliye edilirken, diğerlerinin yargılanmasına devam edilmektedir.
Sanıklar ve İddialar
Davanın 57 sanığı bulunmakta. Örgütün lideri olduğu iddia edilen kişi, tanınmış bir doktor. Sanıklar, yenidoğan acil hastalarını önceden belirlenmiş hastanelere yönlendirerek ölümlerine neden olmak ve haksız kazanç sağlamakla suçlanıyor. Ayrıca bazı sanıkların, sağlık sigortası kurumları ve faturalandırma sistemlerinde manipülasyon yaptıkları ileri sürülmektedir.
Sanık kadrosu; doktor, hemşire ve hastane yöneticilerini kapsıyor. Mahkeme, her bir sanığın sorumluluğunu ayrı ayrı değerlendirerek, örgütün yapısı ve faaliyet biçimini açığa çıkarmayı hedefliyor.

Bilirkişi Raporları ve Bakanlık Müdahalesi
Bilirkişi raporları, bebeklerin önemli kısmının ihmale maruz kaldığını ve ölüm riskinin ciddi şekilde arttığını gösterdi. Raporda, bazı vakalarda ölümün doğrudan ihmalden kaynaklandığı belirtiliyor.
Sağlık Bakanlığı, bazı hastanelerin faaliyetlerini durdurmuş, denetimleri artırmış ve soruşturma sürecine doğrudan müdahil olmuştur. Bu adım, hem sürecin sağlıklı yürütülmesini sağladı hem de kamuoyuna güven verici bir yaklaşım olarak değerlendirildi.
Kamuoyu Tepkisi ve Tartışmalar
Dava, halk arasında yoğun bir tepki yarattı ve özel hastaneler ile devlet arasındaki denetim mekanizmaları tartışma konusu oldu. Yoğun bakımda yatan bebeklerin güvenliği konusunda ciddi endişeler oluştu. Bazı politikacılar ve sivil toplum temsilcileri, sorumluların cezalandırılması ve yasa dışı faaliyetleri mümkün kılan mekanizmaların araştırılması gerektiğini vurguladı.
Tartışmalar, özel hastanelerdeki denetim eksiklikleri, SGK anlaşmaları ve sağlık sektöründeki düzenleme boşluklarını ön plana çıkardı. Bu durum, sadece dava süreciyle sınırlı kalmayıp, sağlık sisteminde reform çağrılarını da gündeme getirdi.
Hukuki ve Toplumsal Önemi
“Yenidoğan Çetesi” davası, sağlık sektöründe boşluklar ve denetim eksikliklerinin sonuçlarını gözler önüne seriyor. Dava süreci, sağlık çalışanlarının etik ve yasal sorumluluklarını hatırlatırken, devletin denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor.
Toplum, davayı yakından takip ederek benzer olayların tekrarını önleyecek önlemleri merak ediyor. Bu açıdan dava, hukuki ve toplumsal açıdan büyük önem taşıyor.
Gelecek Süreç ve Beklentiler
Davanın ilerleyen aşamalarında sanıkların cezai sorumlulukları netleşecek, sağlık sektöründe reform ihtiyacı daha somut biçimde ortaya çıkacaktır. Kamuoyu ve kurumların süreci takip etmesi, benzer skandalların önlenmesinde kritik rol oynayacaktır.
Özetle, “Yenidoğan Çetesi” davası, Türkiye’de sağlık sistemindeki düzenleme ve denetim eksikliklerinin ciddi sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor ve gelecekteki önlemler için önemli bir örnek teşkil ediyor.

Yenidoğan Çetesi Davasında Tahliye Kararı
6 Eylül 2025 tarihinde İstanbul Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen "Yenidoğan Çetesi" davasında önemli bir gelişme yaşandı. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan üçünün adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Tahliye edilen sanıklar arasında hemşireler Damla Atak, Tuğçe Toptemel ve Mehmet Halis Başlı bulunuyor. Duruşma, davanın bir sonraki oturumu için 23 Aralık 2025 tarihine ertelendi.
Tahliye Kararları ve Kamuoyu Tepkisi
Mahkemenin üç hemşirenin tahliyesine karar vermesi, kamuoyunda çeşitli tepkilere yol açtı. Tahliye kararının ardından davaya dair tartışmalar yoğunlaştı. Bazı vatandaşlar ve sağlık camiası temsilcileri, tahliyelerin dava sürecini etkileyeceğini ve adaletin tecellisi açısından kritik bir dönemeç olduğunu ifade etti.
Tahliye edilen sanıkların yargı süreci devam edecek ve mahkeme, diğer sanıkların ifadelerini alarak davayı sonuçlandıracak. Bu süreçte, suçlamalarla ilgili delillerin ve bilirkişi raporlarının mahkemeye sunulması bekleniyor.